Hayal Dükkanı - Hayali Açılış : ))

Gidip gelip o dükkanın önünde oturmak, kalabalığın içinden geçip, Han’ın arka tarafındaki sakin alanda dolaşıp etrafı incelemek ve hayal kurmak dükkanın camına yapışırken. Kitapları karşı duvara yerleştirmek, ortaya zarif bir masa ve eski bir kilim kondurmak. Kafesli pencere ve ahşap kapıya asmak için elde perde örmek. Bir iki kibar sandalye yerleştirip gelenleri ağırlamak. Semaverde tıkırdayan çayı ille de bir bardak  içirmek dostlara. Hava boğucu sıcakken , taş duvarlarla çevrili orta bahçeye bakan balkonun kenarına yerleştirdiğim taburelerde ferahlamak, kafa dinlemek.

Son 2 haftadır en sevdiğim şeyler bunları yapmak J

“Hayal Dükkanı”nda hayal kurulur. Kafdağı’nın adına layık, Han’ın havasındaki o büyüye  kapılarak, kimi zaman hayata bağlanır, kimi zaman dünyadan el etek çekilir taş hücrede.

Kendi çapında, elimin, aklımın ve gönlümün el verdiğinde  bir şeyler üretilir. Yeri gelir bir kare fotoğraf asılır taş duvara. Belki evde kaynatılmış bir kavanoz reçel süsler rafları. Zaman zaman sadece sohbet etmek için gelir dostlar, bir bakmışlar gün batıyor, kapılar kapanıyor, istemeyerek de olsa evlere dağılırlar.

Belki böylece daha iyi bir kul ,  daha iyi bir anne ve eş olunur. Kapıyı şu saatte neden açmadın diye soran olmaz , neden bu fotoğraflar hala burada diye soran da. Hayata umutla bakılır. Kıt kanaât ama , bereketini hissederek , koltuğunun altına 2 ekmek alınır , şükrederek eve gidilir …

Annenin yüzü gülünce , çocuğu da güler , eşi de.  Alnını secdeye koyduğunda  dünya daha az rahatsız eder ruhunu.

Baktın olmuyor, hayallerin bir dükkanı olmasa da olur , evinden bir pencere açarsın gökyüzüne,  gülümseyerek yaşar gidersin.

Yeter ki, emin ol ! “Allah doğrunun yanındadır”

**5.fotoğraf pinteresttan alıntıdır.