23 Mart 2012 Cuma

Öğle Tatili

Cuma öğle tatili iple çekilen bir zaman dilimi bizim şubede . Bayan olmamız hasebi ile beyler namaza biz de yarım saat fazladan gezmeye : )

Bugün bana kardeşim kadar benzeyen iş arkadaşım , dostum Ayşe ile attık kendimizi dışarı.

“  Biz geliyoruz Çıkrıkçılaaaaar”

Hızlı adımlarla yokuşu çıkarken , eşarpçılara takılmasak olmazdı elbette . Gözlerimiz sağdan soldan sallanan rengarenk kumaşlara , tencere tavalara , envai çeşit çeyiz malzemesine takıla takıla kalenin altındaki tarihi sokaklardan birinde bulunan Pirinç Han’a gittik. Adı üstünde Han , gerçi ben tembellik edip tarihçesini okumadım ama hayalinizde canlandırabilirsiniz muhakkak. Ortada geniş bir avlu ve etrafında küçük odacıklar. Şimdi hepsi otantik dükkan olmuşlar …

Han ahşap ile yapılmış. Merdivenler hala o günlerden sesleniyor , gıcır gıcır …  nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Her taraf ayrı incelikte, danteller , camlar, gümüşler , gramafonlar , el işçiliği  , antikalar … anlatmakla bitmez.

Hedefim belli idi,  bir dükkana sorunca  güleryüzlü bir amca bizi adrese teslim etti . zor olsa da seçmek Sümeyye ile karşılıklı olarak çaylarımızı , kahvelerimizi içeceğimiz ( bknz, ilk post )  fincanlarımızı buldum .  Böyle çiçek gibi açılan fincanları seviyorum , çiçek desenli ve çiçeklerin canlı renkleri olması ve  porseleninin bavyera olması  önemli elbette  : ))



Bilmiyorum kimlerin elinden geçti bu fincanlar ama artık bizim  …   bir fincan kahvenin hatırından uzun sürer sanırım , fincanın hatırı  : )

Sizlere de öneririm , Ulus’a gelme fobiniz  yok ise Kale’nin etrafında geçmişe bir yolculuk yapmanızı…


Her gidişin bir dönüşü vardır ve biz de paşa paşa dükkana döndük , başladık klavyeleri tıkırdatmaya …

1 yorum:

  1. Canlarım hayırlı olsun sayfanız.Sizi seviyorum.umarım herşey istediğiniz gibi olur.Sayfanızı beğenerek takip ediyorum.arayı açmayalım ama:)

    YanıtlaSil