16 Mayıs 2012 Çarşamba

Hayal Dükkanı

İnsanlar  şehirler gibidir diye düşündüm.
Kimileri İstanbul gibi , karanlık ve ürkütücü sokakları  ,  bilinmeyen tehlikeli yanları, büyük ferah meydanları , vazgeçilmez eşsiz manzaraları vardır.  Korkarsın ama vazgeçemezsin de.
Kimileri de  küçük şehirler gibidir. Akşam da olsa , yağmur da yağsa , kaybolsan da sokaklarında korkmadan her kapıyı çalabilirsin. Hep orda kalabilirsin … güvendesindir.

Otobüsün camından kendime baktım , kalabalık ve büyük, gerçek  bir şehirde kaybolmuş bir şehir müsveddesi gördüm . İlk rüzgarda yıkılan gecekondularla doluydu içim. İsyan eden, mutsuz ve umutsuz bir kalabalık vardı gönlümde.   Küçük bir şehir olsaydım , nefesim içimde kalsaydı diye düşünmeden edemedim.

Bahçeler hayal ettim. Dallarında kuşlarla birlikte  , çocukların cıvıldadığı.ayaklarım kirlenir mi diye düşünmeden topraklara bastığım. Salıncağımda tasalarımdan arınarak sallandığım. Cebimdeki ekmek parasından fazlasına ihtiyaç duymadığım . cep telefonu, bilgisayar , televizyon olmayan. En yakın komşumuzun bilmem kaç ağaç ötede oldu …

Puslu ve huzursuz bir şehir gibi yaşayıp , mezarımı birkaç sene sonra kimsenin hatırlamayacağı bir ölü olma ihtimali çok iç acıtıyor.  Neden tutunduk ki bu eşyalara , bankada olmasını umut ettiğimiz paraya , tüm yıl boyu deli gibi çalışıp , bir haftalığına kendimizi attığımız sıkışık otellere ve birçok  dünyalık işte…

Ne de güzel renkler var oysa bizlere çok uzak dağ köylerinde. Kokusunu parfümlerden bildiğimiz dağ çiçekleri , fotoğraflarını bilgisayarlarımızın masa üzerine yükleyip izlediğimiz o yaradılış harikaları , dağlar …

Yok , biz kopamayız bu yapaylıktan. En başta ben…

Kapatırız plastik pencerelerimizi, uzanırız en modern koltuklarımıza . bir şarkı seçeriz onlarca müzik kanalı içinden, kapatırız bilgisayara bakmaktan yorulmuş gözlerimizi , bir “hayal dükkanı” açarız içimizin bir yerlerine. Üretir dizeriz vitrine , orada tozlanır durur hayallerimiz. Sonra biri kapatır “hayal dükkanı”nı, üzerimize toprak , evimize kilit , ardımızdan biraz dua …

Çok severim bu cümleyi : “ Bütün bunları bir deliye anlattım , “ya! öyle mi dedi” …


Ya! öyle mi ?


Esselam!

1 yorum:

  1. Handegül çok güzel yazmışsın...Kalemine sağlık...Ama sen hayal dükkanını lütfen kapatma.Seni bilenler bilir orda ne kadar şaşırtıcı,orjinal fikirler olduğunu.Beni lütfen şaşırtmaya devam et bu fikirlerinle ve lütfen onların peşinden koş!

    YanıtlaSil