24 Şubat 2015 Salı

Aynı Yağmurda Islanmak

Yağmur yağıyor. 
Sokakta yürüyoruz, benzediğimizi düşündüğüm insanlarla yürümek bana mutluluk verir.
Sohbet ediyoruz.
Heyecanlı bir insan olmamdan sebep, gülüyorum sürekli, hayallerimi, umutlarımı anlatıyorum.  
Sessizce dinliyor. 
Heyecanımı anlamıyor, geçmişte yaşadıklarımı, hayal kırıklıklarımı anlamıyor.  
Birkaç gün böyle sürüyor. 
Ben anlatıyorum, o dinliyor. Ben boşluğa konuştuğum hissine kapılıyorum sonra. 
Yavaş yavaş aksıyor adımlar, geride kalıyor, vitrine bakıyor, telefonla konuşuyor.
Yanyana yürüdüğüm insanlar diyorum kendime. 
Acaba kaçı gerçekten dinliyordu beni ya da kaç kişi yol arkadaşını anlıyor, hayatının bir yerine koymak istiyordu. 
Ya yıllarca konuşsaydım, tıpkı diğerlerinde olduğu gibi.  Benim için endişelendiğini, benim derdimi dert ettiğini sanıyor olsa idim yine.
Açtım kara sayfalarını defterimin. İsimleri çizmeye başladım tek tek.  
Ben ellerimi tuttuğunu sandığım, kardeş aradığımda "o benim" diye seslenenleri çizdim. 
Nazan Bekiroğlu bir kitabında "Sevmek sessizliktedir, bağırarak sevilmez, görünerek de sevilmez" demişti. Yeniden hak verdim ona. 
Bana kardeş olanlar, beni anlamadığını anlamayacağını itiraf ederek dinleyenlerdendi. Beni yargılamadan, benim göz yaşımı silen değil, yanlarında rahatça ağladıklarım. 

Aynı yağmurun ıslananları olmayı bile kabullenemeyen insanlar sardıkça etrafımızı, samimiyete olan inancımı kaybediyorum. Oysa herkes aynı ıslanır yağmurda. Sadece biri mutludur ıslanmaktan, diğerine zul gelir...




Görsel: Pinterest

2 yorum:

  1. Tamda bugün içimi kemirdi bu sözcükler senin dilinden duyunca ürperdim ağlarım herhalde bi daha okursam:(

    YanıtlaSil
  2. Aslında ağlatsın istemiyorum da, yaşadıkça düşündükçe hatırlayıp yazdıkça ben de ağlıyorum.
    Sevgiler

    YanıtlaSil