12 Mayıs 2015 Salı

O kadar!

Her şey sahte demiştim geçenlerde.
Sahte geldiği için yazdım bunu, gerçekten öyle düşündüğüm için.

Evlerimizin hep en temiz ve düzenli yerlerini göstermek istediğimiz için, yerde birikmiş tozları misafir geldiğinde halının altına itelediğimiz için, sanki mükemmel anneymişiz gibi o hep ağzı kulaklarında sırıtışla çocuğumuza dünya kadar büyük öpücük kondururken fotoğrafları paylaştığımız için,  en uyumlu ve en markalı kombinimizi (aman aman yanlışlıkla) paylaştığımız için...

Buna inandığım gün mü?
Ağlamaklı cümleler kurmaya bile korkmaya başladığım gündür  o, şöyle telefon defterimi yoklayıp haykıra haykıra ağlayacak birini arayıp bulamadığım gündür o, ekmeksiz kaldığım ama kimseden yardım isteyemediğim gündür o, inandığım gün. Aslında daha eskilerde,  Zeynebi kucağıma yalnız aldığım gündür o gün. İyi dostlar hep uzaktaydı  ve biz hep yalnızdık...

Sayıyorum parmaklarımla, sonra geri çıkarıyorum listeden yok olamaz eskidikçe tatlanması gereken bir şey bu, ahretlik demişler insanlar birbirine, öyle çok, öyle içten, öyle hesapsız... ölene kadar dost olmak nasıl uzak, değil mi uzakta kaldı gerçek dostluklar.

Belki birini karşıma alsam, diyemem ona böyle afilli laflar. Maskeni görüyorum sana güvenemiyorum diyemem.  Elimle yolunu kesip bana sarılmasını engelleyemem. Korkuyorum öyle çok ve özlüyorum iyi dostları.

Hiç olmadı mı diye sorsam kendime ? Olmaz olur mu, çalıştığım tatil köyünün lojmanında ranzanın üst katında birlikte yattığımız, o üşümesin diye elektrikli sobamızdan vazgeçtiğimiz, babam öldüğünde koşarak gelen, ben ölürsem Zeynep ne olur dediğimde ben bakarım diyebilenler oldu. Sabahlara kadar nikah şekerini yaparken, kimselere anlatamadıklarımı anlattıklarım oldu. Onlar hep uzakta kaldı ama kalpleri yanı başımızdaydı...

Fazlasını beklemek de saçma.

Ahir zaman konusuna yoruyorum,  herkesin bir meşguliyeti, telaşı, sıkıntısı var. Akrabalık, dostluk, arkadaşlık plan listemizin aşağılarında yer alıyor.
Neden bu kadar uzattığımı bilmiyorum, bazen çok kırgın ve kızgınım. Bazen hak veriyorum ve mutluyum.

Sadece, yazmanın verdiği geçici rahatlığı seviyorum. O kadar!

Esselam.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder