Bu sabah
Evet
Nisan ayının tam ortasında
Bir bahar sabahı kar yağıyorken
Yeni doğmuş tomurcukların üstüne
Ve biz sadece şemsiyelerimizi hazırlamışken
Uyandığımızda
Gökyüzünden süzülen dünyaya yayılan kar tanelerini görüp
Şaşkınlıkla
Çekmecelerimizde atkı ve bere de aramaya başladık.
Sonra
Uyandı evdeki yavru kuşlar
Gözlerini ovuşturup
Biraz daha uyumak istiyorum dercesine
Biraz da ağlamaklı bakışlarla
İçimiz buruk
Sarmaladık şefkatimizle
Çünkü az sonra
Onları yuvadan dışarı atacaktık
Üşümesin diye kalınca giydirip
Acıkmasın diye ellerimizle besleyip
Korkmasın diye kulaklarına dualar fısıldayıp
Özlemesin diye kokumuzu ceplerine saklayıp
Yuvadan atmak zorundaydık
Yuvadan attıktan sonra yavru kuşları
İçimizden kocaman kanatlar
Öylesine büyüyecekti ki
Dünyadaki tüm dertleri bize doğru çekebilecekti
Her kederi görebilmeliydik
Birinin içi yansa
Kokusu bize gelmeliydi
Kanatlar bir tek onlara uzak
Oysa bir yavru kuşun annesi bilirdi
İçine batan dikenin nasıl bir cehennem azabı oluşunu
Karşı gelemediği
Anlaşılamaz bir azap
Gülmenin aynı zamanda
Ağlamak da olduğunu
Bir yavru kuşun annesi bilirdi...
Bu yazdıklarım, sadece içlenmeydi...
Bu yazdıklarım, sadece içlenmeydi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder